Babacan Mecliste değerlendirme toplantısında İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıların gerçek anlamda insanlık felaketine dönüştüğünü söyledi. İsrail’in terör saldırısı mazeretini ileri sürerek orantısız ve hukuksuz şekilde askeri güç kullandığını vurgulayan Babacan, Filistin’in Ankara Büyükelçisi ile görüştüğünü, taziyelerini ileterek Filistin davasının kendilerinin de davası olduğunu dile getirdiğini aktardı.
Dünyanın Filistin’in sesini duymak zorunda olduğunu belirten Babacan: “Bu bir insanlık meselesi, hayat meselesi. Bundan daha önemli hiçbir şey yok. 12 gündür, sivillerin hedef alındığı çok sayıda saldırı gerçekleşti. Hayatını kaybedenlerin sayısı 3 bini geçti.
Bunların yaklaşık 3’te 1’i çocuk. Sadece Salı akşamı yapılan hastane saldırısında 500 insan hayatını kaybetti. Hastane saldırısında o çocukların cansız bedenlerini gören hiç bir insan olanlara kayıtsız kalamaz.” diye konuştu.
Babacan açıklamasının devamında: “Acilen Refah Sınır Kapısının açılması gerekiyor. Şu an Gazze’ye, Filistin halkına insani yardımların ulaşması için başka bir kanal yok. Gazze denizden de abluka altına alınmış̧ bir yer zaten. Birleşmiş̧ Milletler, Gazze’deki mevcut gıda stoklarının bir haftadan kısa bir süre içinde tükeneceğini söylüyor.
Yıkım sebebiyle toptancıdan perakendeciye sevkiyat sistemi de işlemiyor. 2 milyon 200 bin insanın böylesine insafsız bir muameleye maruz bırakılması akıl alır gibi değil. Olanlara sessiz kalmak, insanlık suçuna ortak olmaktır.” ifadelerini kullandı.
SAVAŞ SUÇLARI ARAŞTIRILMALI
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarda fosfor bombası kullandığına dair güçlü kanıtların olduğunu belirten Babacan: “Savaş̧ hukukuna aykırı davranmak için kimse kılıf uydurmasın. ABD, AB başta olmak üzere herkes bir karar vermeli. Bu suça ortak olacak mısınız? Buna sessiz kalan bir dünya olamaz. Ben bunu reddediyorum.” dedi.
Babacan İsrail’in Filistin üzerindeki baskısını sona erdirmedikçe sorunun çözülemeyeceğinin altını çizerken: “Biz çözümün BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin Devletinin kurulması olduğunu düşünüyoruz. Tüm dünyayı Filistin-İsrail barışını sağlamak için hareket etmeye davet ediyoruz.
ABD’nin şu ana kadar ortaya koyduğu tutumu kınıyorum. ABD, sürecin başından beri çatışmanın çözümü için değil, taraflardan birinin gücünü tahkim etmesine hizmet ediyor. Başkan Biden’in bölge ziyareti, yaşanan insanlık felaketine bir çözüm sunmadı.
Dünkü BM Güvenlik Konseyi toplantısında da ABD, çatışmalara ara verilmesi ve insani yardım ulaştırılmasıyla ilgili karar tasarısını veto etti. Savaş̧ suçunun savunması olur mu? On binlerce masumun kanı dökülürken, yüz binlerce bebeğin canı söz konusuyken kıyım savunulur mu? Bir devlet eğer gerçekten hukuk devletiyse gücünü adaletten alır.
Şartlar ne olursa olsun insan haklarını savunan, çifte standartlarla hareket etmeyen ve insandan yana tavır alan ülkeler güçlerini ahlaki, vicdani meşruiyetten alır.
Ahlaken yüksek zeminde hareket eden ülkelerin sözünün gücü olur. Bir ülke gücünü sadece silahtan alıyorsa o ülke ancak zulme ortak olur” dedi.